İkigai bu olmamalı

İkigai aslında kitaplarda yazıldığı gibi 4 parçadan oluşan bir diyagram değil. Batı tarafından yanlış yorumlanmış ve basit bir diyagrama indirgenmiş bu felsefeyi biraz incelemek istiyorum sizler için.

İkigai kitabını okuduğumda etkilendim ve kendi ikigai mi yani hayattan zevk alacağım, uzman olduğum veya olabileceğim, insanların ihtiyacı olan ve aynı zamanda para kazanabileceğim bu 4 unsuru içeren uğraşın ne olduğu konusunda arayışa girdim. Bulduğum şeylerde genelde hep bir eksik çıkıyor ve 4 özelliği tamamlayamıyordum. Hayatımızın herhangi bir döneminde tamamlama ihtimalimiz olabilir belki ama ya olmazsa? Hayatımız boyunca bu arayışta olup savrularak ikigaimizi mi arayacağız? Tabiki hayır. 

İkigai bu yüzden bu 4 unsur ile sınırlı değil. Aslında kelime anlamı olarak iki, yaşamak ve gai ise değer anlamında. Yaşam amacı diyebiliriz kısaca. Yaşamdan aldığınız zevk ve yaşamın anlamını bulmak diyebiliriz. Japonya’da zaten ikigai bu şekilde formüle edilmiş bir diyagram ile tarif edilmiyor. Hatta bu diyagramı gösterince birçok japonun kafası karışıyormuş. 

Marc Winn isminde birinin kendi ikigai sini ararken oluşturduğu ve daha sonra kitaplarda kullanılan bu diyagram aslında tamamen batı tarafından oluşturulmuş ve yanlış anlaşılan, ikigai ile alakası olmayan bir diyagram. Bunu öğrenince açıkçası bende rahatladım. Sonuçta ömür boyu ikigai aramak istemiyordum.

İkigai, özetle, hayatınızı anlamlı, coşkulu, sevinç içinde yaşamak ve bu doğrultuda yaratıcılığınızı ve potansiyelinizi ortaya çıkarmak ile alakalı.  Diyagramda özellikle vurgulanan iyi olduğunuz, hoşlandığınız,ihtiyaç olan ve para kazanabileceğiniz kavramlarından 3 tanesi, iyi olduğunuz,ihtiyaç duyulan ve para kazanabileceğiniz kavramları bana zaten çok doğru gelmemişti. 

İyi olmadığınız bir konuda eğer o konu size coşku ve sevinç veriyorsa ilerleyebilir ve iyi hale gelebilirsiniz. Sabır ve çalışma burada kendiliğinden zaten oluşur. Ayrıca ikigai illa para kazanma ile veya ihtiyaç duyulan şeyi yapmak ile alakalı da olmamalıydı. Para kazandığınız yani yaptığınız iş size sevinç ve mutluluk veriyorsa ve bir ihtiyaç ise ne güzel ama sonuçta para bir enerji demiştik ve bu enerji severek veya sevmeyerek yaptığınız şeylerden size farklı şekillerde gelebilir.  Para konusunda çok takıntılı olmamak gerekiyor. 

Burada asıl odaklanmamız gereken şey hayatın anlamı. Yani ikigai de anlatılan aslında para hiç değil. Anlatılmaya çalışılan küçük şeylerden mutlu olabileceğimiz. Mutlu olabileceğiniz ve yaratıcılığınızı ortaya çıkarabileceğimiz birçok ikigainiz olabilir. Neden bir tane hayat amacı üzerine takıntılı olalım ki. İkigai nizi ortaya çıkarmak için yaptığınız, uğraştığınız konularda tüm duyularınız ile o anda olduğunuzda sevinç ve mutluluk hali içindeyseniz ve zaman, mekan kavramını yitiriyorsanız bu sizin ikigainiz olabilir. Örneğin bir ressam resim yaparken, bir müzisyen müzik yaparken bu şekilde olur. Bir kişi çiçek yetiştirirken, çocuklar ile ilgilenirken, veya herhangi başka bir konuda uzun saatler yorgunluk hissetmeden uğraşabilir, kendinden geçebilir. Yaratıcılığınız böyle gönüllü olduğunuz zamanlarda ortaya çıkar ve siz sadece böyle zamanlarda bir sevinç hali içinde yorulmadan çalışabilir, kendinizden geçebilirsiniz. Bu tip gönüllü çalışabileceğiniz konuları bulmak , hayat amacı gibi tek bir ikigai aramaktan çok daha kolay değil mi? Zaten tek bir hayat amacı gibi, tek bir ikigai diye birşey de olmamalı çünkü sürekli değişim halindeyiz. Senelerce arayıp bulduğumuzu sandığımız noktada değişirsek  ne olacak? Tekrar mı arayışa geçeceğiz? Aslında bu bile ne kadar yanlış anlaşıldığını gösteriyor bizlere ikigainin. Küçük, büyük farketmez birden fazla ve sürekli değişen ikigaileriniz olabilir. Önemli olan onları bulmak ve hayattan keyif almaktır. Bulmak için yıllar harcayıp bulamamak hiç doğru bir yol değil. Hayatınızı anlamlı kılabilecek küçük hobiler bile ikigainiz olabilir. Bunlar yaşamınızı daha anlamlı kılarken sağlığınızı da olumlu etkileyecektir. Sebebi ise ikigai temelinde en temel duygu olan sevinç hali vardır. Kendinize yaptığınız bu iyilik sayesinde sevinç hali içinde daha çok bulunmuş ve tüm hücrelerinize bu olumlu duyguyu yollamış oluyorsunuz. 

İkigai bulma konusunda zorlanıyorsanız hislerinizi biraz dinlemeye çalışın. Ne ile uğraşırken huzur, sevinç ve mutluluk hissediyorsunuz. Biraz duygularınızı dinleyerek ve hissederek bunu rahatça anlayabilirsiniz.  Resim yapamıyorum diye size sevinç veriyorsa resim yapmayacak mısınız? Müzik yapmak size para kazandırmıyor diye müzik ile uğraşmayacak mısınız? Kısacası o konuda iyi olmanız veya para kazandırması değil size sevinç veren uğraşları bulup hayatınızı daha iyi hale getirebilmek ikigai. Bizler her zaman yaptığımız gibi basit bir felsefeyi alıp neden karmaşık ve zor hale getiriyoruz hiç düşündünüz mü? Bence zor olması, ulaşılmaz ve büyük gibi gösteriyor. Bazı doğrular ve güzellikler basit olduğu için doğru ve güzel. Kitap yapmak için veya konuyu daha derin ve zor göstermek için bu sade ama değerli felsefeleri keşke hiç bozmadan bırakabilsek.


Yaşam Amacımız

Uzun yıllar yaşam amacımı aradım. Amacımın iyi ve mutlu bir yuva kurmak, iş hayatında başarılı olmak diye düşündüm hep. Başarılı oldum da sayılır.  Kime göre onu da bilmiyorum. Başarılı olmak nedir? O konuda da tek bir doğru yok. Mutlu bir yuva kurdum ve başarılı işler  yaptım sonuçta. İş hayatında her yöntemi denedim. Ancak hep içimde “Hayat bu olmamalı, çalışmak, eve gelmek, sabah tekrar işe gitmek.” Bir süre hayata iş ile odaklandım. Bir süre aile ile odaklandım hayata. Sonuçta şunu anladım. Başarı ve mutluluk hep bir şeylere bağlı ve o şeyler iyi gidiyorsa koşuluna bağlı oldu. Aslında hiçbirimiz başarısız değiliz. Hatta başarısızlık diye birşey yok. Sadece deneyim ve tecrübe kazanmak var. İşi kötü giden biri başarısız olmuyor tam tersi denemiş ve deneyim kazanmış oluyor. Evlenip boşanan biri, evlenmemiş birine göre çok daha şey yaşamış ve deneyim kazanmış oluyor. Hayatı yaşamak da bu değil mi? Sonuç olarak geldiğim noktada başarıyı aramayı bıraktım. Olaylara kötü veya iyi diye bakmak yerine deneyim olarak bakmayı seçtiğinizde bu hayattaki amacınızın yaşamak olduğunu anlıyorsunuz. Sıkılınca bir şeyden ve mutsuz hissedince, oradan alacağınız deneyimi almış olduğunuzu anlamalı ve başka deneyimlere yelken açmalısınız. Bırakmak, vazgeçmek ilk başta zor gelebilir. Hepimiz alışkanlıklarımız ile programlanmış , otomatik hareket eder şekilde yaşıyoruz. Bunu farkettiğiniz ve sıkıldığınız anda korkmadan farklı yollara gidebilmeyi öğrenmek bu işin en zor tarafı. Konfor alanı ve düşünce yapımız buna izin vermiyor. Ben bunu bırakırsam ne yaparım? Nasıl bir hayatım olur? gibi korkular hepimizde var maalesef. Korkmak bu açıdan yaşamaya engel. 

Korku, çok güçlü bir düşünce tarzıdır ve aklınızdan çıkmaz. Bu yüzden neden korkuyorsan seni bulma şansını arttırmış olursun. Örneğin parasız kalmaktan korkarsan maaşlı bir iş ararsın ve belki geçinirsin ama hayatını feda etmiş ve çok zengin olmadan yaşarsın. Hiçbir şeyden korkmamayı öğrenmelisin. Sen çok güçlü ve özelsin bunu unutma  ve gerçekte kim olduğunu ne kadar sınırsız olabileceğini idrak etmeye çalış.  Bunu yaparsan da hiçbir şeyden korkmaya değmeyeceğini anlarsın. Gönüllü yapabileceğin işlere ve yaşam tarzına odaklan. Gönüllü yapılan işler çok güçlüdür. Sabah büyük bir yaşam enerjisi ile uyanır, gece geç saatlere kadar çalışırsın. Gönüllü yaşarsan bu sayede mutlu olacak ve karşına daha çok imkan çıkmaya başlayacak. O zaman çok deneyim kazanacak ve mutlu olacaksın. İyi bir hayat yaşamak ancak bu  şekilde mümkün olacak. Gönüllü yapabileceğin işleri nasıl mı bulursun? Yine hislere odaklanıp neyin mutlu ettiğine bakmalısın. Yol göstericimiz hep sevinç, mutluluk. Bunu aklından çıkarmazsan artık çok daha kolay karar veriyor olacaksın.  Denemelere ufak konular ile başlayabilirsin. Bir anda gidip işini bırak ve kafana göre yaşa demiyorum. Ufak konular ile başla. Seni nelerin mutlu ettiğini keşfet. Mutlu ve gönüllü olduğun seçimler yapmaya başladıkça zaman içinde kapıların nasıl açıldığı seni şaşırtacak ve ustalaşacaksın bu yöntemi uygulamakta. O zaman büyük kararlar kapıda olduğunda çok tereddüt etmeyeceksin. 

Hepimiz  yaşam amacımızı arıyoruz. Sen kendini keşfetmek ve tekamül için buradasın. Bu kısa hayatta amacımız sadece mutlu yaşamak ve deneyim kazanmak olmalı. Bu sayede gelişebiliriz ve ilerleyebiliriz. Aynı noktaya saplanmak ve seni mutlu etmeyen zorla yaptığın şeyler ile bu mümkün değil. Bu kadar basit aslında amacımız. Mutlu yaşamak ve deneyim kazanmak.