Net olmanın inanılmaz enerjisi

Öncelikle net olmak ne demek ondan bahsedelim. Daha sonra net olmadığımızda nasıl enerji kaybediyor ve net olduğumuzda hayatımız nasıl değişiyor onlardan bahsedeceğim.

Net olmak her hareketinizden, gözlerinizden, yaydığınız yüksek enerjiden belli olur. Net olmak sözlerinizin, düşünce ve davranışlarınızın aynı olduğu bir durumdur. Ne yapmak istediğinize karar vermiş ve yolunuza hiç sapmadan devam ettiğiniz çok güçlü bir haldir. Net olmak gittiğiniz yolda kendinize güvenmektir. Ne denirse densin bu yoldan dönmemektir. İnanılmaz bir güce sahiptir. 

Bu enerjinin gücünü anlatmadan önce net olmadığımızda ne kadar enerjimizi boşa harcadığımızdan bahsetmek lazım. Net olmadığımızda kendimizi bir yerlerde savrulurken buluruz. Aslında amacımız bir arayış değilse ve savrulurken neden savrulduğumuzun da farkında değilsek aşırı saçma noktalara varabilir ve kendimizi kaybedebiliriz. Aslında hayatında net olmayanlar genelde net olanların peşinden gider ve istemeden oraya sürüklenir, net olanların etkisi altına girer. Çünkü birazdan bahsedeceğim netliğin enerjisine kapılırlar. Bu aslında çok doğal bir süreçtir. Çekim gücü ve enerjisi net olanda yüksek olduğundan ve net olmayanın enerjisi zayıf olduğundan, net olmayan net olana doğru çekilir. Büyük gezegen ve yıldızların küçük gezegenleri veya göktaşını çekmesine benzetebiliriz bunu. Oradan oraya savrulur durursunuz kısaca. Bir net olandan diğer net olana sürüklenirsiniz. Sürekli iş değiştirmek, yer değiştirmek, fikir değiştirmek, başkasının fikirlerinden çok sık etkilenmek bunun göstergesidir. Bu gibi durumlarda yapmanız gereken bunun farkına varıp hayatınızda netlik arayışına girmektir.

Netlik her zaman gelmeyebilir ama arayış başlarsa ve farkında olursanız mutlaka ortaya çıkacaktır. Bunun için algılarınızı açıp ne istediğinizi arayışa girmeniz gerekir. Mümkün olan seyahatleri yapıp değişik mekanlara gitmeniz, mümkün olduğunca çok insanla konuşmanız ve tanışıp ilham almanız size bu aşamada çok fayda sağlayacaktır. Netlik bir anda ortaya çıkabilir veya yavaş yavaş belirir. Siz size sunulan ipuçlarını takip edersiniz. Netlik arayışında olanlara takip edebilecekleri ve hisleri ile seçebilecekleri fırsatlar sunulur. Bu yollara girip baktığınızda orada başka kapılar açılır. Ne hissettiğinizi her seferinde sorgulamak doğru yolda olup olmadığınızı bir pusula gibi size gösterecektir. 

Net olduğunuzda ise inanılmaz bir enerji ortaya çıkar. Bu enerjiyi sadece gerçekten net olmuş olan anlar.  Sizi şaşırtacak şekilde inanılmaz bir güç oluşur. Yaptığınız iş, konu her neyse size hiç zor gelmez. Kısa sürede çok büyük işler başarılır. İnsanlar size doğru çekilmeye başlar. Özellikle kendi yolunda ilerlemeyen ve net olmayan insanlar size hemen çekilir. Onlar sizin netliğiniz karşısında şaşırır ve sizi takip etmeye ve sizi dinlemeye başlarlar. Siz bir yol gösterici olursunuz. Enerjiniz herkese ışık olur ve sizle olmaktan herkes memnun olur sizi örnek almaya başlar. İşte serüven bu noktada başlar. Bu enerji sizi sağlıklı, ışıldayan, çok güçlü biri yapacak ve kendinize şaşıracaksınız. 

Ben net olabilmeyi  hayatımda birkaç kere yaşadım ancak son 20 yıldır belki hiç yaşamıyordum. Bazen insan yapması gerekeni yapar ve yıllar geçip gider. Hiç durup düşünmez ben ne yapıyorum diye. Bir robot gibi yaşar. Kendini dinlemez. Bu hepimizin başına geliyor maalesef. Eskiden yaşadıklarımda bunun gücünü ve önemini tam bilmiyordum.  Şimdi o ışık ben arayışa girdiğim için ortaya tekrar çıktı. Sizde bu ışığı tekrar ortaya çıkarabilirsiniz. Önce farkına varın. Uyuşukluk, isteksizlik gibi belirtiler varsa kesinlikle robot modunda yaşıyor yani yaşamıyorsunuz demektir. Hemen net olmaya başaramayabilirsiniz. İnsanın ne istediğini bulması kolay değildir.

Genelde insan sahip olmadıklarını ister ve sonrasında çok önemli olmadığını anlar.  Bunun böyle gelişmesi gerekir. Bu doğal bir süreçtir. İsteklerin geçici olduğunu anlarsınız. Kendinize zaman tanıyın. Yoksunluk ile para istemek, ilişki istemek bir netlik ve gerçek bir amaç değildir. Net olmak ile ilgili şu örneği verebilirim çok basit bir şekilde. Diyelim bir iş ile uğraşıyorsunuz ve çok paranız olduğunda aynı işe devam edermisiniz? Bu kadar inanarak mı yapıyorsunuz bu işi? Cevabınız evet ise kesinlikle doğru yoldasınız diyebilirim.  Şu anda bulunduğunuz hal sıkıntılı ve net olmadığınız bir durum ise bu hale de kendinizi siz getirdiniz. Önce bir şeyler istediniz belki sonra boş olduğunu anladınız. Ama bunu yaşamanız gerekiyordu. Her şey bir deneyim. Bu yüzden sakın kendinizi suçlamayın. Bazı şeylerin farkına varmak ve anlamak için bu sıkılma halleri çok faydalıdır.

Şimdi değişim zamanı. Etrafa bakın, kafanızı kaldırın, çıkın dolaşın, gezin, sosyal olun. Ne kadar çok şey görür ve düşünürseniz kendinizi o kadar kolay bulursunuz veya karşınıza bir sürü fırsat çıkar ve denersiniz. Denerken ne istediğinizi anlar ve öğrenirsiniz. Hep deneyim için burada olduğumuzu söylüyorum ama net olduğunuzda deneyimler eşsiz ve çok zevki hale gelir. Sizi kolay kolay bir şey üzemez ve yolunuzdan döndüremez. Kararlı ve net olmak işte bu kadar güçlü ve çekim gücüne sahiptir. O güç sizden çıkar ve evrene çok net bir sinyal gönderir. Ben bunu istiyorum ve sonuna kadar inanıyorum. Bunun için ayrıca inanmadığınız ve eskide kalan herşeyi bırakmanız gerekebilir. Bu aynı zamanda bu net olduğunuz konuya ne kadar inandığınızı bir kez daha gösterir. Siz bıraktıkça ve yolunuzda ilerledikçe daha çok güçlenirsiniz. Bu inanılmaz bir serüven ve histir. 

Bu enerjiyi ve gücü yaşamayan herkesin yaşamasını ve hissetmesini isterim ve yaşayanların da ne demek istediğimi çok iyi anlayacağını umuyorum.

Sevgiyle


Bilinç Haritası

Evrende her canlının ve nesnenin bir enerjisi ve frekansı vardır. Bu frekans yani titreşim seviyesi o canlı veya nesnenin ne seviyede olduğunu da ayrıca gösterir. Bizler de aynı diğer canlılar ve nesneler gibi bir titreşim frekansına sahibiz. Bu frekans yükseldikçe bilinç seviyemiz, sağlığımız ve enerji seviyemiz artacak ve daha kaliteli bir yaşam sürme şansı elde edeceğiz. Çevremize olan katkımız da bu oranda artacaktır. 

Dr. David Hawkins, 30 yıla yakın süren araştırma ve deneylerden sonra insanları frekans seviyelerine göre 17 düzeyde haritalamayı başarmıştır. Power vs. Force(Güce karşı Kuvvet) kitabında tüm araştırmasını,izlediği yöntemleri anlatmış ve kitap bu konuda bir ilham kaynağı haline gelmiştir. Hatta kitabı sadece okuyanların frekanslarında yükselme meydana gelmiş olması kitabın da yüksek bir frekansı olduğunu göstermektedir. Nerede olduğumuzu ve nereye gideceğimizi bilmiyorsak ve elimizde bir harita yok ise o zaman kaybolabiliriz. Bize sağladığı bu harita, nerede olduğumuzu tespit etmek ve frekansımızı yükselterek nereye gidebileceğimizi görmek için bize çok iyi rehberlik edecektir. Bu haritada bulunan değerler frekans değerleri değil ona paralel olarak geliştirilen frekans gücünün logaritmasına göre tanımlanmış kalibrasyon değerleridir. Logaritmik artış demek 200 ile 201 değeri arasında 10 kat seviye farkı var demektir. Kritik olan orta nokta 200 kalibrasyon değeridir. Bu kalibrasyon değerleri binlerce farklı duygu halindeki, farklı mekan ve zamanlarda bulunan, farklı din ve ırk içeren gruplarda yapılan çalışmalar sonucu doğrulanmış değerlerdir.

Seviyeler arası sıçrama yapmak zor olsada kişi 200 altındaki çekici alanların yarattığı güçten kurtulup bilinçli olarak hayata karşı samimi, nazik ve bağışlayıcı bir yaklaşım tercih eder ve başkalarına karşılıksız  iyilikte bulunmak, kapsayıcı sevgi içinde bulunma asıl hedefi olursa bu durumda yüksek düzeylere geçiş yapılabilir. Hayat enerjini zayıflatan herşeyden kaçınıp (utanç, suçluluk, kafa karışıklığı, korku, nefret, gurur, çaresizlik, yalan), enerjimizi arttıran (gerçek, cesaret, kabul, akıl, sevgi, güzellik, sevinç, huzur) eylemleri ve duyguları açığa çıkarmak ve yaşamaya başlamak bu seviyelerde yükselmemize olanak sağlar. Bu tabiki söylendiği kadar kolay olmayıp oldukça zor ama imkansız da değildir. Bir insan hayatı boyunca hiç ilerleme sağlayamayabilirken herhangi biri yaşadığı bir olay veya farkettiği bazı durumlar sayesinde bilinçli bir şekilde üst seviyelere kendini çıkarabilir. Alkol veya uyuşturucular kişileri geçici olarak 350-600 seviyeleri arasına çıkarabilir. Genelde bağımlı olunan şey bu duygu halidir. Aslında kişi kendi imajını bu uyarıcılar ile geçici olarak ortadan kaldırarak gerçek benliği olan keyifli, huzurlu ve tatmin edici olan hali yaşar ve buna bağımlı hale gelir. Daha düşük ego ile o kadar özdeşleşmiş durumdadır ki yaşanan durumun farkına varmaz. Kısa süre içinde bulunduğu ego hali bu derinde sürekli varolan sevinç ve huzur duygularının üstünü kapatır. Manevi çaba ile elde edilen yüksek seviye yerine suni yollarla elde edilen durum tercih edilirse  hem birey hem çevresi için eninde sonunda olumsuz sonuçlar ortaya çıkacaktır. Kişisel ve ruhsal gelişim çalışmaları, sağlıklı beslenme, yoga, meditasyon, aroma terapi gibi bazı çalışmalar sayesinde frekansımızı ve enerjimizi yükseltme çalışmaları yapabiliriz. Enerjimizi ve frekansımızı nasıl yükseltebileceğimiz konusunda daha detaylı paylaşımlar yapacağım. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, içinde bulunulan duygu hali ve bu duygu haline sebep olan altta yatan sorunlar çözülmedikçe eski duruma dönme olasılığımız çok yüksektir. Bu yüzden bu harita nerede olduğumuz ve nasıl ilerleyebileceğimiz konusunda bizlere yol gösterici olacaktır. 

Bilinç Haritası

Tanrı GörüşüHayat GörüşüDüzey KalibrasyonDuyguSüreç
BenlikOlmakAydınlanma700-1000TarifsizSaf bilinç
TamlıkKusursuzHuzur600MutlulukAydınlanma
BirEksiksizSevinç540DinginlikDeğişim/Tecelli
Sevenİyi huyluSevgi500Saygı/HürmetEsinlenme/ Vahiy
BilgeAnlamlıMantık/Akıl400AnlayışSoyutluk
MerhametliUyumluKabul350BağışlamaAşma
İlham verenUmutluİstekli310OptimistNiyet
İmkan verenDoyurucuTarafsız250GüvenBırakma
İzin verenYapılabilirCesaret200OlumlamaGüç kazanma
KayıtsızTalepkarGurur175KüçümsemeŞişirme
İntikamcıDüşmancaÖfke150NefretSaldırganlık
ReddetmeHayal kırıklığıİhtiras125MuhtaçKölelik
CezalandırıcıKorkunçKorku100AnksiyeteVazgeçme
KibirliTrajikKeder75PişmanlıkUmutsuzluk
KınayanUmutsuzHissiz50ÇaresizHareketsiz
KindarŞeytaniSuçluluk30SuçlamaYıkım
HorgörenZavallıUtanç20AşağılanmaYok oluş

Yaşam enerjisi

Hepimiz içimizde bulunan yaşam enerjimizi yükseltmek zorundayız. Yoksa yavaş yavaş tükeniyoruz.

Kendini kabul ettirmek, beğendirmek, topluma göre doğru olanları yapmak enerjinizin bir kısmını alır götürür. Egonuza göre yaşamak yaşam enerjinizi yavaş yavaş yok eder. Hiç içinizden geldiği gibi yaşadığınız anlar oldu mu? Ne giydiğinin, nasıl göründüğünün, ne yaptığının önemi olmayan o anlarda ne kadar huzurlu ve enerji dolu olunur. Kendimize bakmak, ilgilenmek bu enerjiyi götürmez, bunu başkaları için yapmak bu enerjiyi götürür. Bunu kendiniz için yaparsanız tam tersi mutlu olur, enerjinizi korumuş olursunuz.

Enerjimizi azaltan bir diğer konuda hayata direnmektir. Zorlamak, direnmek çok büyük enerji gerektirir. Her şeyi olduğu gibi kabul ettiğinde bu enerjiyi harcamamış olursun. Fikirlerini ısrarla savunmak, karşısındakine kabul ettirmeye çalışmak da bir çeşit zorlamadır. Kendinizi kimseye ispat etmeye çalışmayın. Savunacak bir fikir olmayınca, kavga ve tartışma da olmaz. 

Sürekli gelecek planı yapmak, problemleri çözmeye çalışmak sizin enerjinizi azaltan ve sizi yoran eylemlerdir. Kaos ve belirsizlik içinde düzen kendini bulur ve problemler kendiliğinden çözülür. Siz problemleri çözer veya  çözdüğünüzü sanır sonra kendinize çözecek yeni problemler ararsınız. Aslında her şeyi rahat  ve oluruna bırakmak bazen en güzelidir. Tabiki belli bir amacımız , hedeflerimiz olacak. Bu amaç o kadar gönüllü olmalı ki zorlanmadan ve çok isteyerek çaba verilmeli. Bu sayede enerji bu gönüllükten ortaya çıkar ve sizden götürmez. Hatta enerji ile dolarsınız. 

Bazı insanlar ile birlikte olmak da senin enerjini tüketebilir. Bunu o insanla birlikte olduktan sonra durup bir düşün. Nasıl hissediyorsun? Bitkin ve yorgun mu? Yoksa huzurlu ve iyi mi? Buna göre anlayabilirsin enerjini tüketen insanları. Bu tip insanlar ile de mümkünse görüşmeyi bırakmalı veya az görüşmelisin.

Aynı şey mekanlar ve yerler içinde geçerlidir. Şehirde yaşamak genelde enerjimizi sürekli tüketen bir yaşam tarzı oluşturur. Bir şehirde herkesin içine düştüğü, hayatta kalma ve mücadele etme ortak bilinci vardır ve bundan etkilenirsin. Bazı insanlar belli zamanlarda bundan dolayı doğaya kaçışı arzular , tercih eder. Mümkün olduğunca doğada vakit geçirirsen o zaman doğanın enerjisi ile dolar, huzur bulursun. Bazı mekanlar ise sana kötü hissettiriyor ise gitmemek gerekir. Bunları aynı şekilde bir insandan uzaklaştıktan sonra ne hissettiğine baktığın gibi mekandan ayrıldıktan sonra da ne hissettiğine bakarak anlayabilirsin.

Mücadele etmek yerine hayatın akışı ile aynı doğrultuda yaşayıp, kendimizi kabul ettirmek yerine kendimizi kabul edersek o zaman her şey daha yolunda ve akışa uygun şekilde ilerleyecektir. 

Her zaman bir şeyler yapmak zorunda değiliz. Bazen sadece durup düşünmek, sessiz kalmak, enerjini toplamak en iyisidir. Olaylar karşısında sakin olmak, zamana bırakmak ve her olanı kabullenmek sizin enerjinizi korur ve yeri geldiğinde daha güçlü olmanızı sağlar. 

Hayatı yaşarken, hislerine ve duygularını dinleyip, sana enerji veren konulara eğilip, senden enerji alanlardan uzaklaşmak ile, enerjini korumuş, hatta yükseltmeye başlamış olursun. Enerjin yüksek olduğunda, daha çok mutlu olur, daha yavaş yaşlanırsın.  Hatta çok yüksek ise yaşlanmayı bile durdurabilirsin. Ruhumuzu, enerjimizi tükettiğimizden yaşlanıyoruz.