Tutsak düşlerin peşinde

Gidelim buralardan, bilinmeyen diyarlara,
Tutsak düşlerimizle, yeni umutlar peşinde.
Bilmediğimiz insanlarla dolduralım zihnimizi,
Yabancı hikayelerle donatalım sözlerimizi.

Bırakalım yorgun gözler, yeni renklere takılsın,
Hiç bilmediğimiz şarkılar söyleyelim.
Kim bilir, belki orada, bilinmeyen bir şarkıda,
Belki yeni bir hikâyede, buluruz kendimizi.

Bir çocuk merakıyla, akalım bilinmeyene,
Bırakalım ruhumuz yön versin bize.
Tutkulu bir kaşif gibi, yürüyelim sorulara,
Her adımda daha derine, daha bilinmezliğe.

Bilmediğimiz konuların, dalalım gizemine,
Tüm ayrıntılarıyla, araştıralım hayatı.
Belki bir dağın tepesinde, belki bir denizin ortasında,
Bir bilinmeyen bekler bizi, bizi çağırır keşfe.

Öyleyse gidelim dostum, bilinmeyen sulara,
Bilinmeyenin peşinden, belki de kendimize.
Öyleyse gidelim dostum, tutsak düşlerin peşinde,
Belki de bilinmeyen, daha çok anlatır, daha çok sevgili.


Kendimizi yeni ve bilinmeyen durumlar, deneyimler ve zorluklar karşısında daha iyi tanıma ve anlama fırsatı buluruz. Rutin ve alışılmış durumlar genellikle bizim güvenli alanlarımızdır ve bu alanlarda kendimizi oldukça iyi tanıyabiliriz. Ancak bilinmeyenle yüzleşmek, kendimize dair yeni yönler keşfetmemizi sağlar. Bilinmeyene karşı verdiğimiz tepkiler, nasıl hissettiğimiz ve nasıl davrandığımız, belki de bilinçli olarak farkında olmadığımız özelliklerimizi ortaya çıkarabilir. Bilinmeyen her zaman bizim hakkımızda daha çok şey anlatır. Bu nedenle, kendimizi daha fazla keşfetmek ve anlamak için bilinmeyenin ve belirsizliğin ötesine geçmeliyiz.

Bazı hayallerimizi özgürce gerçekleştiremeyiz. Bunlar bizim tutsak düşlerimizdir. İçimize hapsolmuş ve ruhunuzun söylediği ama yapamadığınız hayallerinizdir. Toplumun beklentileri, aile baskısı veya maddi zorluklar gibi engeller bu hayallerin gerçekleşmesini engelliyor olabilir. Ancak en büyük engel ise zihnimizdir. Bu hayalinizin olamayacağını düşünerek kendi kendinize en büyük engeli yaratıyor olabilirsiniz. Bu durumda önce bu zihinsel engeli kaldırıp işe küçük adımlar atarak başlayabilirsiniz. Buna bir yolculuğa çıkmayı düşünmek, hazırlanmak ve yola çıkmak olarak bakalım. Hazırlık tüm sürece hazır olmanızı gerektirmez. Küçük bir ilerleme veya kısa bir mesafe alacak kadar gidebileceğiniz bir hazırlık ve plan yaparak işe başlayabilir ve bu kısa yolculuk sırasında kendiniz ve hayaliniz ile ilgili birçok şey öğrenebilirsiniz.  Bu yolculuk sürecinde, belki de bu tutsak düşler özgür bırakılabilir ve gerçekleştirilebilir.

Bu hayallerinizin peşinde koşmadan kendinizi tam olarak tanıyamayacak ve bir sonraki adıma geçemeyeceksiniz. Ruhunuzun bir sonraki hayalini oluşturması ve peşinden gitmesi için şu anki hayallerinize adım atmalı ve onları aşmalısınız. Belki küçük adımlarınızda hayalinizden vazgeçebilirsiniz. Zaten amaç hep bunları keşfetmek. Alışılmış ve güvenli limanından çıkmadan yaşamış, deneyimlemiş ve öğrenmiş olmuyorsunuz. Unutmayın, aslında tüm bu serüven hep kendimizi tanımak ve anlamak için. Şimdi kendine bir iyilik yap ve tutsak olan hayallerine bir adım atarak işe başla. Tüm zorlukları, bahaneleri aşabilirsin. Adım adım ilerleyebileceğin bir plan yap ve hayalinin gerçekleşeceğine şüphen olmasın. Sadece bu adımları atmak bile sana çok iyi hissettirecektir. Kendin için bir şey yapmaya başlamış olacaksın. Kendin için yaşamak, kendi serüveninin kahramanı olmak, kendini daha iyi tanımak ve anlamak için bunu yapmalısın.

Bilinmeyene karşı duyulan merak, arzu hep kendimizi keşfetme isteğimizden ve burada bulunma amacımızdan kaynaklanır. Bilinmeyeni bilinir kılmak. Ruhunuz zaten deneyimlediği ve bildiği şeyleri merak etmez. Onları görmezden gelir, önemsemez. Siz bilmediğiniz veya aşamadığınız konular varsa onlara doğru çekilirsiniz. Öğrenmek ve aşmak için. Bundan kaçmak veya saklanmak boşuna yaşamaktır.