• Yazılar

    Zaman illüzyonu

    Zaman bir illüzyondur ve siz zamanı kabul ettiğinizde gelecek için yaşamaya ve anı kaybetmeye başlarsınız. Sizi zamanı bilmediğiniz ve ışık almayan bir odaya koysalar ne zaman uykunuz gelse o zaman uyur ve ne zaman acıksanız o zaman yemek yerdiniz. Zaman insanlar tarafından bir düzen için belirlenmiş ve aslında gerçekte olmayan bir şeydir. Sadece şu an vardır. Geçmiş bitmiş ve gelecek yaşanmamış olduğundan sadece şu an vardır. Oysa zaman sayesinde biz bir şeyleri bekleriz ve sürekli programlanırız. Yaşlanmayı bekler hale geliriz bir süre sonra ve yaşlanırız. Gelecek için endişe eder ve yaşlanırız. Geçmiş için üzülür ve hastalanırız. Geçmişte yaşanan her şey sadece şu anki sizi oluşturmuştur ve artık yoktur. Şu anki…

  • Yazılar

    Bilinç Haritası

    Evrende her canlının ve nesnenin bir enerjisi ve frekansı vardır. Bu frekans yani titreşim seviyesi o canlı veya nesnenin ne seviyede olduğunu da ayrıca gösterir. Bizler de aynı diğer canlılar ve nesneler gibi bir titreşim frekansına sahibiz. Bu frekans yükseldikçe bilinç seviyemiz, sağlığımız ve enerji seviyemiz artacak ve daha kaliteli bir yaşam sürme şansı elde edeceğiz. Çevremize olan katkımız da bu oranda artacaktır.  Dr. David Hawkins, 30 yıla yakın süren araştırma ve deneylerden sonra insanları frekans seviyelerine göre 17 düzeyde haritalamayı başarmıştır. Power vs. Force(Güce karşı Kuvvet) kitabında tüm araştırmasını,izlediği yöntemleri anlatmış ve kitap bu konuda bir ilham kaynağı haline gelmiştir. Hatta kitabı sadece okuyanların frekanslarında yükselme meydana gelmiş olması…

  • Yazılar

    Bana şahit olur musun?

    Biliyorsunuz insan olarak sosyal varlıklarız. Çoğumuz bundan dolayı yaşadığımız hayatı paylaşmak ve başarılarımıza, üzüntülerimize, sevinçlerimize şahit olunsun isteriz. Bu sayede var olduğumuzu düşünür ve bu yoksa kendimizi yalnız ve kötü hissetmeye başlarız. Düşünsenize etrafınızda kimse yok ve siz o zaman ne yapardınız? Yaşamak ister miydiniz? Aslında bu soruya çoğu kişi hayır der ama cevap evet olmalı. Neden mi? Bir varlık olmak zaten sizi değerli ve var kılıyor ise bu kimseye veya hiçbir nesneye ihtiyacınız olmadığının bir kanıtı değil mi? Bizler eşimize, çocuklarımıza, anne ve babamıza, topluma kendimizi kabul ettirmeye ve göstermeye çalışıyor ve bunun için çok çaba harcıyor ve sonunda da gösteremezsek çok mutsuz oluyoruz. Hep bir kabullenilme ihtiyacı sizce…

  • Yazılar

    Yaşam enerjisi

    Hepimiz içimizde bulunan yaşam enerjimizi yükseltmek zorundayız. Yoksa yavaş yavaş tükeniyoruz. Kendini kabul ettirmek, beğendirmek, topluma göre doğru olanları yapmak enerjinizin bir kısmını alır götürür. Egonuza göre yaşamak yaşam enerjinizi yavaş yavaş yok eder. Hiç içinizden geldiği gibi yaşadığınız anlar oldu mu? Ne giydiğinin, nasıl göründüğünün, ne yaptığının önemi olmayan o anlarda ne kadar huzurlu ve enerji dolu olunur. Kendimize bakmak, ilgilenmek bu enerjiyi götürmez, bunu başkaları için yapmak bu enerjiyi götürür. Bunu kendiniz için yaparsanız tam tersi mutlu olur, enerjinizi korumuş olursunuz. Enerjimizi azaltan bir diğer konuda hayata direnmektir. Zorlamak, direnmek çok büyük enerji gerektirir. Her şeyi olduğu gibi kabul ettiğinde bu enerjiyi harcamamış olursun. Fikirlerini ısrarla savunmak, karşısındakine…

  • Yazılar

    Yaşam Amacımız

    Uzun yıllar yaşam amacımı aradım. Amacımın iyi ve mutlu bir yuva kurmak, iş hayatında başarılı olmak diye düşündüm hep. Başarılı oldum da sayılır.  Kime göre onu da bilmiyorum. Başarılı olmak nedir? O konuda da tek bir doğru yok. Mutlu bir yuva kurdum ve başarılı işler  yaptım sonuçta. İş hayatında her yöntemi denedim. Ancak hep içimde “Hayat bu olmamalı, çalışmak, eve gelmek, sabah tekrar işe gitmek.” Bir süre hayata iş ile odaklandım. Bir süre aile ile odaklandım hayata. Sonuçta şunu anladım. Başarı ve mutluluk hep bir şeylere bağlı ve o şeyler iyi gidiyorsa koşuluna bağlı oldu. Aslında hiçbirimiz başarısız değiliz. Hatta başarısızlık diye birşey yok. Sadece deneyim ve tecrübe kazanmak var.…

  • Yazılar

    Yol Ayrımı

    Yol ikiye ayrılıyor ve nereye gideceğini bilmiyorsan hissedene kadar bekle! Karar vermek zorunda değilsin. Seçim yapmak için gideceğin yolda mutlu olacağını hissetmen gerekir. Sana sevinç , mutluluk vermeyen her şeyden kurtulman, geride bırakman gerekir. Yola devam etmeli ve tüm yol ayrımlarında karar vermek için mutluluk ve sevinç aramalısın. Karar aşamasında hislerini dinlemen bu açıdan çok önemlidir. Hislerin ruhundan gelen ve senin için doğru olanı ifade eden duygulardır. Bu hisleri dinlemeden sadece aklın ile karar verdiğinde belki o an için ya da toplum için, başkaları için doğru olanı yapmış olabilirsin. Ancak sonunda mutlu olamazsın ve kendini tüketmeye başlarsın. İnsanı bitiren ve yaşam enerjisini yok eden şey bu verdiğimiz kararlarda başkasını mutlu…