Doğum sancısı

Doğum anı sancılıdır. Anne bebeğini doğururken çok acı çeker ve bebek doğduğu anda acıyı unutup çok mutlu bir ruh hali içine girer. 

Kendini bulmak, kendin olmaya başlamak bir doğuma benzer. Seni tanımlayan egodan kurtulmak çok zordur. Çünkü sen onun sayesinde var olduğunu düşünürsün. Bir anne, bir baba, bir kariyer sahibi, iyi bir evlat olmak için geliştirdiğin ego senin kimliğindir. Onu nasıl bırakırsın? Çok emek vermişsindir. Para kazanamamaktan korkarsın, gelecekten korkarsın. Kaybedecek çok şeyi olanlar bundan daha çok korkar. Sen daha çok kazandıkça , ailen daha çok büyüdükçe korkuların artar. Sen daha çok egon olursun. Ego seni büsbütün sarmalar. Bu yüzden ondan öyle kolay kolay kurtulamazsın. Çoğu zaman seni ele geçiren bu yaratığın farkına bile varmazsın. Varsan bile bişey yapamaz, onunla barışıp yaşamaya çalışırsın. Hayatı erteler, isteklerini gömer, çok emek verdiğin kimliğini bozmamak , çok değer verdiklerini kaybetmemek için yoluna devam edersin. Aslında bilmezsin o sahip oldukların zaten senin değildir. Hiç senin olmamıştır. Sen sadece kendinin sahibisin. Kaybetme korkusu ile yaşayıp mutsuz , huzursuz olursun. Çok parası olup mutsuz olan ve onu kaybetmekten korkan çok insan vardır.  Çocuklarınız size ait değildir. Onlar hayatın çocuklarıdır. Eşiniz size ait değildir. Sizin gibi hayatı deneyimleyen ve kendi egosu olan biridir.

Zengin olan ve hedeflerine ulaşan insanlar bir anda hayatın anlamına aramaya bu yüzden daha kolay başlarlar. Çocukları büyümüş, belli hedeflere ulaşmış ve geriye ne yapmam gerekir diye sorgulamaya başladıklarında, o zaman kendini arayış başlayabilir. Her şeyi bir anda bırakabilirler korkularını yenip. Bu gerçek bir doyuma ulaştıktan sonra olur. 

Yaşanan bazı acılar, mutsuzluklar, kayıplar, yalnız kalmak da bu doğum anını hızlandırabilir. Bu acıların, mutsuzlukların en güzel tarafı budur. Kendini bulmaya ve içine dönmeye, ne istediğini aramaya  başlarsın. Kötü olayları, bir fırsat, bir öğretmen olarak gördüğün zaman, herşeyi olduğu gibi kabul ettiğin zaman değişimde başlar. Her şey yaşanmıştır ve olması gerektiği gibidir. Bunu değiştiremezsin. Ama sen bundan birşey öğrenip değişebilirsin. İşte bu yüzden kaybedecek çok şeyi olan insanlara göre acılar yaşayan insanlar hayata daha farklı bakarlar. Çünkü yeniden doğarlar. Bu kötü olaylar bazı gerçekleri görebilmek için iyi bir fırsattır. 

Bu süreç, tek başına atlatmanız gereken ama bittiğinde çok mutlu olabileceğiniz bir süreçtir. Süreç tamamlandığında yeni doğmuş çocuğu olan bir anne gibi sizde çok sevinir ve yeni doğmuş hayatınıza bakarsınız. 

O çocuğun yeni bir serüveni başlamaktadır. O serüven birçok belirsizlik içerebilir. Ancak güzel olan, birçok potansiyel ile dolu olan o sınırsız seçenekleri olan o belirsiz hayattır. O hayatta, sabırsız olmaz, hislerinizi dinler ve gerçekten sevdiğiniz şeyleri yaparsınız. Bu eski hayatınızda olduğundan daha  fazla mutluluk, bolluk ve bereket getirecektir. Çünkü her şeyi sevinç için, mutlu olmak için, kendiniz öyle istediği için yaptığınızda, o zamanda tüm güzellikleri kendinize çekersiniz. Hayatı gerçekten yaşamaya başlarsınız. Birgün o çocuğu tekrar bir kalıba sokmaya çalışacaklar, eğitmek isteyecekler, tavsiyeler verecekler. Ancak o çocuğun annesinin karnından doğan çocuğa göre farkı bu onun ikinci doğuşudur ve bu sefer kendini doğurmuştur. Çektiği acı ve ardından gelen mutluluk çok benzerdir.  İlk  hayatını kendisinin neye dönüştüğünü anlamadan yaşadığı için birşey yapamamıştır. Şimdi her şeyi bildiğinden eski hataları yapmaması ve aynı savaşa tekrar girmemesi gerekir.